Belirli bir özelliği olan, bir meselesi olan kitapları okumayı seviyorum. Bukitap doğrudan bir mesajı olmaksızın koruyucu ailelik konusunda. Önemli bir mesele. Kim için? Hepimiz için, çocuklarımız için.
Bilmeyenler için korucu aileliğin ne olduğunu şöyle açıklayabilirim: Bir sebepten devlet korumasına alınmış bir çocuğun bakım ve gözetimini yine devletin onayı ve kontrolünde başka bir ailenin sağlaması kurumudur. (Daha detaylı bilgi için bir tık.) Çocuğu geçici süre misafir etmiş oluyor koruyucu aile.
Çocukların kendi ailelerinin yanında büyümesi alışıldık olandır, fakat bu bütün çocuklar için geçerli bir durum değildir. Çeşitli sorunlar onları ailelerinden bir süre ya da tamamen ayrı bırakabilir. Bu durum, çocuğun suçu değildir. Dolayısıyla hiçbir çocuk ailesinin durumu sebebiyle sosyal çevresinde sıkıntı çekmemelidir.
Bukitapın koruyucu aile ile büyüme ya da koruyucu ailede büyüyen çocuklar hakkında dikkat çekici, farkındalık oluşturucu bir rolü olabilir. Bu yüzden önemli.
Efendim, bu bir hikaye kitabı. Tilda Elmaçekirdeği adlı minicik bir farenin kabul günü için pasta hazırlama telaşesi sırasında bahçesinde bir yumurta bulmasıyla başlıyor. Tilda kıyamaz bu narin şeyi kapının önünde bırakmaya. Kirpi komşusu Rupert ile bu yumurtayı ne yapacaklarına dair düşünüp taşınırlar. Yumurtlamayla ilgisi olmasa da bir zamanlar yumurtadan çıktığı için Kızılgerdan Robin’in yardımına başvurmaya karar verirler.
Robin, Tilda’ya yumurtaya nasıl bakması gerektiğini anlatır. Tilda evinde bir yumurtaya bakacak olmaktan dolayı çok sevinçlidir. “Tilda öyle heyecanlıydı ki neredeyse dili tutulacaktı.”
Böylece Tilda derhal yumurtaya bir sıcak döşek hazırlar. Tilda’nın kabul gününe gelen arkadaşları, bu yumurta işini biraz yadırgarlar (Burada bir yakınım koruyucu aile olsa ben nasıl karşılarım, diye düşündüm). Ama Tilda yumurtacığa bayılmıştır bir kere ve onun için elinden geleni yapacaktır. Kendi yavrusu gibi ilgilenir onunla: Konuşur, gezdirir, uyutur, yıkar…
Ve bir gün Tilda’nın sabırla beklediği o an gelir: Yumurta delinir ve içinden buruşuk, ıslak bir minik ördek yavrusu çıkar. “Tilda o minik yavruyu yumuşak bir beze sardı ve çok değerli bir şeyi tutarmış gibi kucakladı.”
Haber bütün köye hızla yayılır ve Tilda’nın sevimli konuğunu görmek için herkes eve akın eder. Bunlardan biri bir süredir yumurtasını arayan ördek İda’dır. Yavru ördek böylece annesi ve beş kardeşine katılır. Tilda’ya kalan onunla geçirdiği anılar ve kazandığı yepyeni ördek arkadaşlarıdır.
Sıcacık bir sevgi hikayesi. Resimler de öyle şirin, öyle hoş ki… Tilda’yı da yumurtayı da bağrına basası geliyor insanın 😊 Tilda’nın başka maceraları da var, bu güzel seriyi bu kitapla öğrendiğim için de mutlu oldum. Belki onları da yazarım bir gün.
Bukitap koruyucu ailelikle ilgili açık bir mesaj içermiyor. Dolayısıyla sadece bu bağlamda okunması gerekmez. Fakat gündemine bir şekilde bu konu girmiş bir çocukla konuşmak, bunun korkulacak bir durum olmadığını, çocukların sevgiyle büyümesi için yapılan bir tanıştırma-sevme uygulaması olduğunu anlatmak için güzel bir vesile olabilir. Bence görün…
Tilda Elma Çekirdeği – İyi ki Geldin!
Yazan ve resimleyen: Andreas H. Schmachtl
Almancadan çeviren: İlknur Özdemir
30 sayfa
bu kitap... 
‘Tilda Elmaçekirdeği – İyi ki Geldin!’ için 2 yanıt